19 Nisan 2021 |
Bahar henüz ortalarda yok.
Tembel bir hava hakim..
Kirli ve virüs gibi..
Beyaz; biraz da gri..
Meteoroloji çamur yağacak demişti halbuki..
Güneş kınından çıkmaya üşeniyor.
Semptomlarımı arıyorum sokak sokak.
XXX
Ateş,
Aşı,
Bulaşmak gelmiyor içimden..
Olgunluğumu bi kenara koyuyorum.
Ortaya sabrımı..
Diğer kenarda, şükür bana bakıyor…
XXX
Gökten üç elma düştü masalına sarılıyorum..
Üç katlı ve telli maskemi burnuma kadar çekiyor.
Çiçekli maskesi ile bir kız çocuğu annesinin yolunu gözlüyor.
Kokusunu alamayacağını bile bile, elindeki tek karanfili babasına götürüyor.
XXX
Şunu anladım bu pazar bi sokak ileri yürürken..
Ve
Yürüdükçe ağaçların da artık duruma uyandığını anladım.
Tabiat şaşkındı.
Ruh baharımızın tadının kaçtığını çoktan biliyorum.
Dünya baharını ise ışık ve boyadan ibaret olduğunu da…
Nur ve renk eksikliğinin nedeni;
Şu musibet korona mıydı!!!
Yoksa?
Biz miydik tüm sebep…
XXX
Nihayet!!!
Yazımın bu yerinde Refik Halit araya girmesine kalemimle izin veriyorum.
Üstat!
Derin bir nefes alıyorum.
Sonra şunu soruyorum kendime?
O zaman o diil de şu..
Gelir elbet!
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!