24 Nisan 2017 |
İnsanların en temel ihtiyaçlarından birisi yemek yemektir.Bu davranış yaşamımızı sürdürmemiz için karşılamamız gereken ihtiyaçlar arasında 1. sıradadır.Açlık ise bu ihtiyacımızı karşılayabilmemiz için gerek duyduğu bir yakıttır.Ancak midemizden hipotalamusa gönderilen sinyallerle hissettiğimiz fizyolojik açlığın yanı sıra bir de psikolojik açlık söz konusudur.Psikolojik ve psikososyal açlık faktörleri; yemek ve başka uyarıcılardan öğrenilmiş bağlantılarla kurulur. Örneğin; televizyon izlerken yemek yemek, sinemada patlamış mısır yemek, depresif veya sinirli hallerde yemek yemek gibi.Bu sebeplerle de insanlar sık sık aç olmadıkları halde yemek yerler. Bu durumda fazla kilolara, kan değerlerinin değişmesine, şeker hastalığına yatkınlığa, kabızlığa ve birçok duruma neden olmaktadır.Fizyolojik açlık ise ihtiyaçtan doğar.Gerçek açlıkta kan şekerimiz düşmüştür, mide ve bağırsaklarımız boştur.Temek besin öğeleriyle giderilir ve yemek yendiğinde bu hisler kaybolur.
Psikolojik açlıkla nasıl başa çıkabiliriz?
İlerki yaşamınızda fazla kilolarla ve hastalıklarla mücadele etmek istemiyorsak duygusal açlıklarımızı yemek yiyerek doldurmak yerine gerçekten vücudunuzun gerekli olduğu zamanlarda yemek yenmelidir.Bir tabir vardir "yaşamak için mi yemek yemek, yemek yemek için mi yaşamak" diye, siz ilkini seçin ki yaşamınızı daha sağlıklı ve istediğiniz şekilde sürdürebilesiniz.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!