7 Kasım 2016 |
Sayın Okurlarımız,
Köşemizin bugünkü konusu, işletmelerin benimsedikleri çağdaş yönetim yaklaşımları ile doğru orantılı olarak sürdürülebilir başarı elde edebilecekleri ve rekabette avantajlı konuma geçebilecekleri yönünde olacaktır. “Amaçlara göre yönetim, zaman yönetimi, kriz yönetimi, süreç yönetimi, performans yönetimi, insan kaynakları yönetimi, toplam kalite yönetimi, vb.”, bahsi geçen çağdaş yönetim yaklaşımlarına örnek olarak gösterilebilir. Bizler bugünkü köşe yazımızda “Toplam Kalite Yönetimi” yaklaşımını ele alacağız. Bu kapsamda öncelikle kalite, yönetim ve toplam kalite yönetiminin ne olduğu ile ilgili bilgi paylaşımında bulunulacak, sonrasında ise işletme müteşebbis ve yöneticilerine çeşitli tavsiyelerde bulunulacaktır.
Günümüzde hayata dair her şey teknoloji, küreselleşme ve bilgi toplumu kavramlarından etkilenmekte, değişmekte ve gelişmektedir. Bu değişim, bilgi çağının gereği olarak, insanı merkez alan bir yönetim anlayışı olan “Toplam Kalite Yönetimi” felsefesinin doğuşunu meydana getirmiştir. Öte yandan giderek daha da şiddetlenen rekabet ortamı, dünyanın hız kesmeden devam eden ve baş döndürücü hızdaki değişimi ve gelişimi, işletmelerin rakiplerine üstünlük sağlayabilmeleri için mevcut yönetim anlayışlarını gözden geçirmelerini ve geliştirme çabası içerisine girmelerini zorunlu kılmıştır.
20. yüzyıl sonlarına doğru popülerlik kazanan Toplam Kalite Yönetimi uygulamaları; yönetsel anlamda işletmelere katkı sağlamanın yanında, var olmak ve ayakta kalmak adına ciddi kaygılar taşıyan işletmelerin, imajlarını iyileştirme çalışmaları için de iyi bir fırsat olmuştur. Çünkü kurumsal imajı sağlam olan bir işletmenin, rakiplerine oranla daha güçlü pazar hâkimiyetine ve daha sadık müşteri kitlesine sahip olacağı açıktır. İşletmelerin varoluş amacı kar elde etmek ve sürdürülebilir başarı olduğuna göre, çağın gereklerinden olan Toplam Kalite Yönetimi amaçlara ulaşmada, kaçınılmaz ve bir o kadar da gerekli hale gelmiştir. Bu yönetsel süreçler, bir sefer uygulanıp geri bırakılacak değil, sürekli üzerine konarak geliştirilecek can simitleridir.
Kalite kavramı, Latince “qualis” kelimesinden türemiştir. Qualis’in kelimesinin Latince’de ki karşılığı “gerçekten öyle olmak”tır. Sözlük anlamı ise herhangi bir bakımdan üstünlük ve eksiksizliktir. Ama artık günümüzde bu kavramın zevke, inanışa, geleneklere ve toplumsal yapıya göre değişken bir yapısı olması, yani sübjektif değerleri içermesi ve beklentilerin değişken olması nedeniyle kalitenin standart bir tanımını yapmak olası değildir. Yine de kavramın gelmiş geçmiş en geçerli tanımlarından birini yapan Romanyalı bilim insanı Joseph Juran’a göre kalite “kullanıma uygunluk”tur. Amerika Kalite Kontrol Derneği’nin (ASQC) kalite tanımı ise, “herhangi bir malın veya hizmetin belirli bir ihtiyacı karşılayabilme yetilerini ortaya koyan özelliklerinin tümüdür” şeklindedir.
Kalite hakkında tarihteki ilk kayıt, M.Ö. 2150 yılında Babil’de Hammurabi Kanunlarının 229. maddesi olan “eğer bir inşaat ustası bir kişiye ev yapar ve yapılan ev sağlam olmayıp, ev sahibinin üzerine çöker de ölümüne neden olursa, o kişinin başı uçurulmalıdır” şeklindeki ifadedir. Buradan da anlaşılacağı üzere bir şeyin kaliteli olduğunu söyleyebilmek için onun neredeyse sıfır hatalı olduğunu ifade etmek gerekecektir.
İşletmenin faaliyet gösterdiği sektör ister hizmet sektörü, ister üretim sektörü ya da her ikisi birden olsun kalite denince akla dört olmazsa olmaz özellik gelmektedir. Bu dört hayati özellik tasarım kalitesi (üretimden önce planlanan), uygunluk kalitesi (ihtiyaca cevap vermesi), özellikleri (ürün veya hizmetin sahip olduğu nitelikler) ve alan hizmeti (satış sonrası hizmetler) olarak belirlenebilir.
Peki, kavramın kalite unsuru ile bütünleştirdiği yönetim kavramı ne anlama gelmektedir? Yönetimin geçmişten günümüze belki de yüzlerce tanımının yapıldığını söylemek mümkündür. Genel geçer tanımlardan bir tanesi “belli amaçlar etrafında bir araya gelmiş insanları, bu amaçlara yöneltme, aralarındaki işbirliği ve koordinasyonu en etkin biçimde sağlama çabalarının bütününü içeren bir süreçtir” şeklindedir. Buradan hareketle yönetimin insan odaklı bir süreç olduğu söylenebilir.
Gelelim başlığını atmış olduğumuz yüksek önem arz eden çağdaş yönetim yaklaşımına… Belki de birçoğumuz askerlik vazifemizi yerine getirirken kışlalarda görmüşüzdür. “Burada toplam kalite yönetimi uygulanmaktadır”. Başta, kışlalarda uygulanan bir yönetim yaklaşımının işletmelerde nasıl uygulanacağı yönünde akıllara soru işareti gelmiş olsa da, aslında bu yaklaşımın yüksek uyum ve disiplin ile topyekûn organizasyona sirayet etmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Toplam kalite yönetimini anlayabilmek için kavramı oluşturan kelimeleri ayrı ayrı anlamak gerekmektedir. Toplam kelimesi işletmedeki her iş görenin sürece tam manasıyla katılımını, kalite kelimesi müşteri ihtiyaç ve beklentilerinin bütünüyle karşılanmasını ve yönetim kelimesi ise kaliteli mal / hizmet için tüm şartların sağlanmasını ifade etmektedir. Yani bu kavramlar birleştirildiğinde ortaya, elbirliği ile müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarının karşılanması gelir ki bu da rekabet ortamında işletmemizi hayatta tutacak ve başarısının sürdürülebilir olmasını sağlayacak yegâne unsurdur.
Müşteri odaklılık, performans geliştirme ve süreçlerin yönetimi, tam katılım ve önce insan anlayışı toplam kalite yönetiminin olmazsa olmaz öğelerini oluşturmaktadır. Günümüz itibariyle neyi ne kadar üretirsem satarım mantığı rafa kalkmıştır. Zaman, liderlik vasıflarına sahip iyi bir yöneticinin, çalışma arkadaşlarının tamamı ile müşterilerinin ne istediğini anlaması ve ona uygun mal ve hizmet sunması zamanıdır. Ancak bu şekilde işletme, sadık müşteri portföyünü oluşturacak, başarıyı elde edecek ve elinde tutacaktır.
Tüm dünyada, özellikle son yıllarda kalitede mükemmelliğin elde edilmesi maksadıyla, pek çok işletmede toplam kalite yönetimine uygulamalarına geçilmiştir. Toplam kalite yönetimi felsefesinin herhangi bir kuruluşta varlığını devam ettirebilmesi, yöneticilerin liderliği ve tüm çalışanların katılımının yanında sürekli gelişme ve iyileştirmelerle desteklenmesine bağlıdır. Toplam kalite yönetimi felsefesinin işletmelerde uygulanmasının amacı; istenilen düzeyde kalite seviyesini sağlayarak rekabet gücünün elde edilebilmesidir. Rekabet gücü ancak, müşteriler tarafından ürüne verilen değerle ölçülebilmektedir. İşletmeler müşteri gereksinimlerini karşılayacak mal ve hizmetleri sağlamak amacı ile gün geçtikçe daha karmaşık üretim yöntemleri kullanmaktadırlar. Bu nedenle, müşteri profilinin belirlenerek, müşteri memnuniyetinin sağlanmaya çalışılması, toplam kalite yönetiminin uygulanmasında ilk ve en önemli koşul olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında toplam kalite yönetimi uygulamalarında yönetimin desteği, tüm çalışanların kalite bilincine sahip olmaları ve süreçlerin geliştirilmesinde tüm çalışanların katkıları, bir taraftan süreçlerin geliştirilmesini hızlandırırken, diğer taraftan da yapılan çalışmaların daha kolay benimsenmesini sağlayacaktır.
Tüm işletmelerimize yüksek toplam kaliteli, sürdürülebilir başarılar dilerim.
Saygılarımla.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun!